Pazartesi sabaha karşı Atatürk havalimanından Iberia’nın Madrid’e kalkan uçağına bindiğimde o kadar uykusuz ve yorgundum ki aklıma fotoğraf makinasını çıkartıp yola çıkış anını fotoğraflamak gelmedi. Aslında yorgunluğum o gece sabaha kadar uykusuz kalmam ile alakalı değildi. Yola çıkmadan bir gün önce Mahmutpaşa türü bir yere gidip bavul almayı düşünüyordum. Hani şu kara cumartesi. Yarım saat kar yağdığı için İstanbul’un kıyamet sonrası filmlerindeki gibi elektriksiz, metrosuz hayalet bir şehir haline geleceğini tahmin edemeyip arkadaşım Volkan ile güle oynaya bavul almak için yola çıktık. Metro çalışmadığı için insanlar can havliyle otobüs ve taksilere hücum etmişlerdi. Yarın tüm bunlardan uzak olacağım diye kendimi teselli edip başladım yürümeye. Ayakkabılarım da su almaya başlayınca o gün bavul alamayacağımı anlayıp kös kös eve döndüm. Ertesi gün ise ucuza bavul alabileceğim yerlerin hepsi pazar günü kapalı olduğu için mümkün olan en ucuz bavulu bulabilmek için gün boyu İstiklal caddesini bir aşağı bir yukarı dolaştım. Velhasıl yola çıkmadan önce Türkiye’de geçirdiğim son iki gün fazlası ile yorucuydu.
Uçak Madrid’e uçuş öncesi belirtilen varış saatinden 1 saat önce varınca, Tamam, şans benim yanımda, dedim. Demez olsaymışım Madrid havalimanında aktarma yapacağım uçak kalkması gereken saatten 2 saat sonra yola çıktı. Madrid havalimanında sigara içme bölümlerini de kaldırmışlar iyice keyifsiz bir yer olmuş. Neyse toplamda 17 saat süren bir yolculuk sonunda Sao Paulo’ya iniş yaptık. Gidecekler için havalimanında yaşadıklarımı özet geçeyim. Öncelikle hem Atatürk hem de Madrid havalimalarında güvenlik eskisi kadar sıkı değil. Eskisi gibi didik didik aramalar yapmıyorlar. Ayakkabı, kemer çıkarmadan rahatça giriş yapıyorsunuz. Mesela ben ilk Madrid aktarmalı uçuşumu yaparken Atatür havalimanındaki güvenlikçiler beni resmen soru yağmuruna tutmuşlar, nitekim uçağa da en son bindirmişlerdi. Madrid havalimanında ise uçaktan inerken beni bir polis memuru karşılamış ve uluslararası bölüme kadar bana eşlik etmişti. Transit vize almadan İspanya’dan geçen yolculara eskiden sık yapılan bu uygulama görünen o ki artık kalkmış.
Brezilya’ya giriş yaparken de ne bir arama yapıyorlar ne de herhangi bir soru soruyorlar. Pasaportunuza doğrudan 90 günlük damgayı vuruyorlar. Ben önceden Venezuela’dan Brezilya’ya karayolu ile geçerken bavulumu ve beni didik didik aramışlar, yanımdaki tüm elektronik eşyaların listesini yapıp bana bunları Brezilya içerisinde satmayacağıma dair bir belge imzalatmışlardı. Sanırım Brezilya’da eskisine göre güvenlik önlemlerini yumuşatmış. Belki Karayolu ile girişlerde yine eskisi gibi sıkıdırlar bilemiyorum. Karayolu ile giriş yaptığımda sıkı mı değil mi yazarım ama şu kesin ki havalimanından yapılan girişlerde herhangi bir sıkılık yok. Pasaportunuzu gösterip geçiyorsunuz.
İngiltere’den arkadaşım Çağdaş 10 gün önce Rio’ya gitmişti. Ben Sao Paulo’ya geleceğim diye 1 gün önceden şehre gelip bizim için 3 Dogs isimli bir hostel ayarlamış, parasını da ödemiş. Hostel’e gidebilmek için Havalimanından Metro’ya ulaşmak zorundaydım. Bunun için birden fazla yol var, taksi, shuttle veya otobüse binip metro’ya gidebiliyorsunuz. Ben 257 numaralı otobüse binip Tatuape İstasyonuna gidecektim. Ama tabii ki bunun için önce dolar bozdurmalıydım. Havalimanında bir kaç döviz bürosu var gidip onlara ne kadara dolar bozduklarını sordum. Bu arada Brezilya’da doğrudan İspanyolca konuşabilirsiniz. Eğer yavaş konuşursanız hepsi size anlar. Havalimanındaki döviz büroları bildiğiniz eşkiya! Normalde 1 dolar= 1,75 real civarında bir rakam vermeleri gerekirken 1,6 civarı bir fiyat veriyorlar ve buna komisyon dahil değil. Komisyon ve vergi işin içine girince 1,15 real gibi bir rakam karşınıza çıkıyor. Başladım kara kara düşünmeye. Belki daha uygun bir fiyata bozdururum diye havalimanı çevresinde karaborsacı bulmak için 10 kere dolaştım. Yok. Polisler çevredeki tüm karaborsacıları temizlemişler. Banka hesabımda 20 lira para vardı. Bari ATM’den 20 lira karşılığı real çekeyim de dolar bozdurup kazık yemeyeyim. Nedense HSBC, CITIBANK gibi uluslarası bankaların ATM’si yok havalimanında, yerel iki bankanın ATM’si var. Onlarda denedim yok 12 real komisyon keserim diyor makinalar. En az çekim ücreti ise 20 Real. Hem bankada o kadar param yok hem de 12 real komisyon resmen hırsızlık. Baktım çare yok, bari 20 dolar para bozdurayım hostel’e varayım da orada karaborsacı bulur normal bir fiyata 100 dolar bozdururum. Gidip 20 dolar bozdurdum döviz bürosunda. Haydutlar bana vergi ve komisyon ücretini de düşünce 20 dolar karşılığı 23 Real verdiler…
(Garson gelip, cafe kapanıyor, dedi. O yüzden yazıyı yarım bırakmak zorundayım. Devamı yarın diyelim.)
Önceki yazı
Duvar Resimleri ve Duvar Yazıları
Sonraki yazı
Sen ne kadar pahalı bir şehrimizsin Sao Paulo
8 Responses to Yola çıkış
Bence boş vakitlerinde oturup yaz. İnternet bağlantısı bulduğunda da yazıları kolayca koyarsın. Üstelik internete bağlı olduğun zamandan çalmamış olur.
Haklısın Deniz, dediğin gibi gün içerisinde yazı yazıp, internet bağlantısı bulduğum ilk yerde siteye göndermek en akıllıcası.
Neden FriendFeed paylaş butonu yok :( Evet tek derdim bu, bozmuşsun bozmamışsın, yolda kalmışsın, sağ salim varmışsın ilgilenmiyorum.
Murat, Yalçın ile konuşayım Friendfeed butonunu da ekleyelim :)
Var aslında da çok ortada değil:P
Share’e basıyoruz, More diyoruz, FF’i seçiyoruz.
Bu devirde Share on Friendfeed kullanmayan kaldı mı yahu:)
E sende kafenin kapanacağı saati mi buldun? Tam kaptırmıştım ama bitti….. Bekliicem devamını.
Bugün devam ediyorum :)
Yolculuk notların çok faydalı her ödemeyi küsürüne kadar yazmışsın ama en önemli meblağ uçakla Sao Paulo yolculuğu onu unutmuşsun, ucuz bilet konusunda tavsiyelerin var mı?