Yazıya önce günah çıkartarak başlamak istiyorum. Uyuni’ye gitmeden önce kocaman kocaman kelimelerle, benim çölle, gölle, buzulla işim olmaz. Ne gerek var o tip yerleri gezmeye derdim. Uyuni’yi gördükten sonra tükürdüğümü yalıyorum. Çöl, göl, buzul dememek, gitmek gerekiyormuş. Uyuni’yi gördükten sonra Patagonya konusundaki fikrimi de değiştirdim. Önceden ne gerek var Patagonya’ya kardır buzdur bizde de var diyordum. Kesinlikle Patagonya’ya da gidiyorum.
Uyuni’ye vardığımda akşam olmasına rağmen insanlar sokakları doldurmuş eğleniyorlardı. Tüm bolivya’da olduu gibi burada da Karnaval hazırlıkları tam gaz devam ediyordu. Hemen kendime bir otel buldum. Uyuni turistik bir yer olmasına rağmen otel fiyatları düşündüğüm gibi pahalı değildi. Tek kişilik televizyonlu bir oda için 30 bs para ödedim. Türk lirasına çevirecek olursak yaklaşık 8-10 lira yapıyor. Otele yerleştikten sonra Sokakta eğlenen kalabalığa karıştım. herkes dansediyor, içiyor, eğleniyordu.
Ertesi sabah kalktığımda hemen uyuni çölü turu satın almak için seyahat ajentalarını dolaşmaya başladım. Uyuni turistik bir merkez olmasına rağmen aynı ismi taşıyan kasaba hiç de gelişmemiş bir yer. bol sayıdaki tur şirketi ve lokantaları görmeseniz turistik bir yer olduğunu anlamanız imkansız.Uyuni için iki tip tur var. İster tek günlük tura isterseniz de Şili’de sonlanan 3 günlük tura katılıyorsunuz. Onlarca tur şirketi var ama hepsinin sunduğu tur, içerik ve binilen vasıtalar açısından aynı. O yüzden hangi acentadan ucuza bulursanız o acentadan satın alın turu.
Tek günlük tur fiyatı normalde 150 bs. ama pazarlık yaparsanız 120 bs.’a satın almanız mümkün. Tur fiyatına öğlen yemeği, göl gezisi ve tren mezarlığı gezisi dahil. Tur biletimi satın aldıktan sonra 4×4 cipe bindim. Cipte beni ilginç bir sürpriz bekliyordu. Yanlarına oturduğum Şilili çift ile sohbet etmeye başladım. bana nereli olduğumu sordular. Türkiye’denim dediğimde . Hangi şehir diye sordular. İzmirliyim, Türkiye’nin Ege Denizi kıyısında bir şehri diye cevaplamaya yeltendim ki, erkek olan atladı; İzmir mi!! diye. Şaşırarak evet İzmir dedim. Çocuk bana sarıldı ve ben de İzmirliyim dedi ispanyolca. Nasıl yani, diye şaşırdım.
Çocuğun dedesi İshak Buçuk isimli İzmirli bir yahudiymiş ve zamanında Şili’ye göçmüş. Şili ve Arjantin’de buçuk ailesinden yüzlerce insan yaşıyormuş. Bir süre Türkiye hakkında sohbet ettik. Sohbet ederken ilk mola yerimize vardık. İlk mola yerimiz Uyuni gölünün hemen yanında yer alan ve geçimini Tuz çıkarmaktan sağlayan insanların yaşadığı bir köydü. Tur şirketleri ilk molalarını burada verdiği için köylüler turistlere yönelik malları sattıkları tezgahlar açmışlardı. Uyuni’den çıkartılan tuzdan yapılan anahtarlıklar, kültablaları, magnetler, tuz kristaller vb.. vardı tezgahlarında. Uyuni’de tuz çıkarma işini köylülerin kurduğu kooperatif yürütüyormuş. Dışarıdan herhangi bir şirket gelip tuz çıkartamazmış. Köy içerisinde çıkartılan tuzun işlenip paketlendiği atölyeyi de gezme fırsatım oldu.
Köyden sonra aracımız Uyuni gölünün girişinde bir otelin önünde park etti. Otelin özelliği tamamen tuzdan yapılması. Uyuni gölü üzerinde bu otel gibi tuzdan yapılmış 5 otel daha var. Otelin içini gezdikten sonra otelde kalan ve bizim gibi tur satın almış olan İngiliz bir çifti de aracımıza aldık. İngiliz çift balayına çıkmış. Otel için gecelik ne kadar verdiklerini sordum. Bir gece konaklama için 150 dolar vermişler. Yok dedim bu benim standartlarımı aşıyor.
Otelden sonra Uyuni gölüne giriş yaptık. Tanrım! Ne manzara ama! Gölün üzerindeyken insanın derinlik algısı tamamen kayboluyor. Neresi ufuk çizgisi neresi gök neresi yer bilemiyorsunuz. Gölün üzerindeki cipler, insanlar sanki gökte yürüyorlar gibi. tuz tabakasının üzerindeki bir karış su birikintisi bütün gölü dünyanın en büyük aynası haline getirmiş.
Güneş gözlüğüm olmadığı için bu kadar üzüleceğimi tahmin etmezdim. Güneş varken, gölün ayna özelliği yüzünden göz gözü görmez oluyor. Fotoğraf makinasını göremediğim için fotoğraflar biraz yalapşap oldu kusura bakmayın. Bir çok fotoğrafın şakülü kayık. Hatta bir ara fotoğraf makinasının ISO ayarını 80’e getiriyorum diye 400’e getirmişim, bir sürü fotoğraf heba oldu. Şimdilik size bir seri fotoğraf sunayım, yarın geri kalanını da yayınlarım.
Önceki yazı
Bolivya’da mahalle berberi
Sonraki yazı
Uyuni Uyuni Sen Ettin Beni Deli Vol. II
4 Responses to Uyuni Uyuni Sen Ettin Beni Deli Vol. I
harika fotoğraflar ..super yaaa.tekrar ordamışım gibi hissettim.. volkan gidecek misin..
Gerçektende çok güzel yermiş
çok güzel fotograflar..devamını bekliyoruz..
Çenem düştü ve yok oldu. Müthiş bir yer.