Yar bana bir yolculuk

Cochabamba’ya gitmeden önce tanıştığım tüm yabancı turistler ve Bolivyalılar “Aman ha Cochabamba’ya sakın gitme”, “turist başı 20 tane gaspçı var o şehirde.”, “Çok tehlikeli.”, “Her taksiye binme seni kaçırırlar.” diye beni uyardı. Normalde bu tip uyarıları pek ciddiye almam ama ispanyolca ana dilleri olan Şilili ve Arjantinli turistler ile Bolivyanın yerlileri de aynı tip uyarıları yapınca ciddiye aldım. Ciddiye aldım dememe bakmayın elbette şehre gittim ve  normalde davrandığımdan farklı davranmadım. Hangi şehre gidersem gideyim kendimce uyguladığım güvenlik kuralları var. Bazı şeyleri yapmamaya bazı şeyleri ise yapmaya dikkat ediyorum. Bunları bir ara Seyahat Güvenliği diye bir etiket altında ayrıntılı yazayım. Gerçekten de çok basit prensipler edinerek çok tehlikeli denilen yerlerde bile güvenli bir biçimde dolaşmak mümkün. Velhasıl Cochabamba’nın da Avenida Aroma isimli caddesi dışında gözüme tehlikeli gelen bir muhiti yoktu.

Kentin en önemli özelliklerinden biri suyun özelleştirilmesine karşı verdiği büyük mücadele. Bu yazıyı okumadan önce Cochabamba’daki su mücadelesi ile ilgili olarak Koray Doğan Urbarlı’nın yazdığı şu yazıyı okuyabilirsiniz. http://urbarli.net/2012/01/28/yagmuru-bile-turku-yine-ayni-turku-sazlarda-tel-degisti-yumruk-yine-o-yumruk-bir-varsa-el-degisti/

Oldukça yorucu geçen Uyuni ve Oruro seyahatlerimden sonra Cochabamba benim için tam dinlenme yeri oldu. Cochabamba’nın müthiş bir iklimi var. Ne Santa Cruz gibi yakıcı bir sıcak ne de La Paz ya da Potosi gibi dondurucu bir soğuğa sahip. Sürekli bir bahar havası hakim şehre. Bu açıdan en sevdiğim Güney Amerika kenti olan Bogota’ya benziyor.  Cochabambalılar ile konuştuğumda havanın sürekli bahar havası şeklinde olduğunu söylediler.

Cochabamba’nın tek artısı yumuşak iklimi değil. Cochabamba benim Bolivya sınırları içerisinde gördüğüm en düzenli şehir.  Bolivya’da şehirler normalde kolonyal bir merkezin çevresine kurulmuş gecekondu tipi yapılardan oluşur. Ama Cochabamba’da bu kural bozuluyor. Cochabamba için Bolivya’nın en Avrupai şehri demek mümkün. Şehir halkı diğer Bolivya kentlerine göre gözle görülür şekilde varsıl. Şehir çoğunluğu iki katlı villa tipi evlerden meydana geliyor desem abartmış olmam.

Cochabamba

Tamam Santa Cruz da zengin bir kent ama Santa Cruz’da gelir dağılımının ne kadar adaletsiz olduğunu yolda yürürken rahatlıkla görebiliyorsunuz. Bir tarafta Need for Speed’ten fırlamış arabalar bir tarafta evsizler, bir tarafta dünyaca ünlü butikler bir tarafta yalınayak dolaşan insanlar var Santa Cruz’da. Cochabamba’da ise bu şekilde uçurumlar gözünüze çarpmıyor. Sanki şehrin tamamı orta ve ortanın üstü sınıfa dahil gibi.

Cochabamba

Cochabamba

Cochabamba

Cochabamba

Cochabamba sokaklarında dolaşmak gerçekten çok zevkli, La Paz ya da Potosi’deki gibi yüksekliğe bağlı oksijen sorunu yok ve şehir tamamen düzlük, atla bisikletine gez şehri tam. İklimin yumuşaklığı sokaklarda yeşillik olarak karşınıza çıkıyor. Belediye de iyi çalışmış her tarafı yeşillendirmiş. Gerçi tropik iklime sahip bu tip yerlerde fazla uğraşmaya da gerek yok. Doğa siz bir şey yapmasanız bile hünerini gösteriyor.

Cochabamba

Cochabamba’nın en büyük övünç kaynağı Rio de Janerio kentindeki meşhur İsa heykelinden bile daha büyük olan Cristo de la Concordia isimli heykel.  Yaklaşık 40 metre boyundaki heykel şehre hakim bir tepenin üzerinde 265 metre yükseklikten şehri gözlüyor. Yerli ve yabancı binlerce turistin uğrak yeri olan heykele ulaşmak için iki yol var ya Teleferik ile ya da heykele kadar çıkan merdivenler ile tepeye çıkıyorsunuz. Teleferiğe sadece çıkış için para ödeyip aşağı inerken merdivenleri kullanmak en iyi yol.

Teleferik

Teleferik

Teleferikten kentin görünüşü

Heykelle ilgili bilgiler

Cristo de la Concordia

Cristo de la Concordia

Cristo de la Concordia

Cristo de la Concordia

Cristo de la Concordia

Cristo de la Concordia

Cristo de la Concordia

Cristo de la Concordia

Cristo de la Concordia