Bu konudaki yazılar: 'Blog'

Teresa ve ailesi

Önceki yazımda sadece çadır hayatının zorluklarından bahsetmişim. Aslında bakmayın Dibulla’da çadırda geçirdiğim günler tüm zorluklara rağmen çok güzeldi. Öncelikle Dibulla dünyanın en sakin yerlerinden biri. O kadar hareketsiz o kadar sakin ki kendinizi zamanın akmadığı başka bir evrende sanıyorsunuz. Kolombiya’nın kuzey kıyıları gerçekten de çok sıcak olmasına rağmen nedense Dibulla’da insan bir Riohacha’daki bir Santa…

devamını oku →

Robinsonluk senin neyine iki balık tutamıyorsan

Dibulla’da çadırı kurduktan sonra mutlu mesut bir Robinson hayatına başladım. Dibulla hakkında önceden de bilgi vermiştim. Küçük bir balıkçı kasabası olan Dibulla’da çeşme suyu sadece kasabanın  belli bölgelerinde var. Elektrik deseniz haftada en az 2-3 gün elektrikler gün boyu kesik oluyor. Ancak kasabadaki tek internet kafede elektirik kesik değilken çok yavaş bir hızla internete girerek…

devamını oku →

Timsah peşinde

Dibulla’ya geldikten sonra ilk işim eski dostum Carlo’yu bulmak oldu. 60 yaşlarındaki arkadaşım Carlo beni tekrar gördüğüne çok sevindi.  oturup uzun uzun eski günleri yadettik. Carlo’dan bahsetmişken size Carlo ile timsah maceramızı anlatayım. Önceden de yazmıştım ama burada da bulunsun. Carlo bana sahilden yapılan yaklaşık 2 saat yürüyüş ile varılabilen bir ırmaktan bahsetmişti. Dediğine göre…

devamını oku →

Dibulla’da çadırlı geceler

Bogota’da paralar suyunu çekince en iyi çözümün bir çadır edindikten sonra  Karayip kıyılarında sakin bir yere gidip en azından konaklamayı bedavaya getirmek olduğuna karar verdim. Bogota’daki Home Center isimli büyük bir mağazaya gidip kendime ucuz cinsinden bir çadır baktım. 45 liraya çift katlı, iki kişilik, kullanma kılavuzunda yazdığına göre su geçirmez bir çadır aldım. Bogota’da yanında kaldığım arkadaşın…

devamını oku →

Karayip kıyılarında çadır hayatı…

Koray şuan çadır hayatına geçtiği için internet bağlantısı konusunda sıkıntılar yaşıyor, o yüzden bir süre bloga yazamayacak ama en kısa zamanda yazmaya kaldığı yerden devam edecekmiş. Kolombiya’nın sahillerinde ekmeğini taştan çıkarmaya çalışıyor. Altta çadırı ve çadırının manzarasını görebilirsiniz, sağ tarafta da geziyi desteklemek için bağış seçeneklerimiz mevcut.  

devamını oku →

Barış Manço’nun izinde dünyanın orta yerine seyahat

Ekvator çizgisi deyince benim yaşlarımda olanların aklına şüphesiz Barış Manço’nun su deneyi gelir. Barış Manço’nun Afrika’da çektiği görüntüler hangimizi etkilememişti ki? Altı delik bir kap ve saman çöpü marifeti ile ekvator çizgisinin bir tarafında suyun sağa doğru girdap yaparak döküldüğünü iki adım ileride de suyun bu kez sola doğru girdap yaparak döküldüğünü görmüş de gözlerimize…

devamını oku →

Quito

Guayaquil’den sonra nereye gideceğimi belirlemek için harita başında geçirdiğim saatlerden sonra doğrudan Quito yönüne gitmeye karar verdim. Aslında kuzeye doğru bir rota çizip Ekvator plajlarını keşfedebilir ya da doğudaki Ekvator’un Amazon bölgesini gezebilirdim. Ama paralar suyunu çektiği için en kısa zamanda Kolombiya’nın başkenti Bogota’ya varmak benim için daha akıllıcaydı. Kolombiya’da arkadaşımın evinde kalıp, geçici bir…

devamını oku →

Polis sizin dostunuz, arkadaşınızdır

Polislerin, dünyanın farklı bölgelerinde de aynı bizim ülkemizdeki gibi kendisini sempatikleştirmek için benzer metodlar uyguladığını görmek şaşırtıcı. Aşağıdaki duvar resmini Peru’nun Mancora isimli kasabasında karakolun hemen yanındaki duvarda gördüm. Peru polisi bu imaj çalışmasını biraz abartmış sanki.      

devamını oku →

Guayaquil ve Ekvator’a giriş

Guayas nehrinin, Pasifik Okyanusuna döküldüğü ağızda kurulmuş olan Guayaquil kenti, geniş körfezi ve deniz kokan sokakları ile bana İzmir’i hatırlatan bir liman kenti. Yakıcı sıcaklar ve havadaki nem bu benzerliği güçlendiriyor. Guayaquil gerçekten de çok sıcak bir şehir ama öğleden sonra Pasifik Okyanusundan esen meltem eşliğinde nehir kıyısında yapılan uzun yürüyüşler gündüz yaşanan sıcakları unutturuyor….

devamını oku →

Mancora’da deniz molası

Lima’dan sonra Ekvator’a doğru yola çıkmaya karar verdim. Aslında Peru ile Ekvator arasında gezilip görülecek onlarca yer olmasına rağmen paralar suyunu çektiği için doğrudan Ekvator’a geçmeye karar verdim. Quito’dan doğrudan Ekvator’un ikinci büyük kenti olan Guayaquil kentine otobüs bulmak mümkün ama kesintisiz 30 saat yolculuk yapmaktansa arada bir noktada mola verip yola devam etmek daha…

devamını oku →